MODA: GÜÇ BENDE!

Modacı talimat veriyor.

Herkes hazırol vaziyetinde:”baş üstüne!”

Derhal emirler yerine getiriliyor.

Anasını, babasını, eşini, devleti, milleti, Allah’ı dinlemeyen, bu talimat karşısında itirazsız teslim vaziyette.

 

Bu yıl renkler mat olacak… parlak olacak… koyu olacak… açık olacak… derhal!

Pantolon giyilecek, giyiliyor. Pantolon vücut hatlarını gösterecek… tamam.

Göğüsler açılacak, açılıyor.

Etekler kısalacak, kısalıyor. Uzayacak uzuyor.

Saçlar boyanacak, boyanıyor. Kesilecek kesiliyor. Yok yok kazınacak!

Ya sakal! Suudi prens modası olsun: Gerici olmaz mı? Olmaz olmaz… biz ilerletiriz.

Perdeler değişecek değişiyor.

Mobilyalar yenilenecek, yenileniyor.

Takılar imitasyon olacak… hayır yeşil altın olacak… yok yok sarı olsun… oluyor.

Ceketler tek yırtmaçlı olsun… hayır yırtmaç olmasın… olsun olsun iki olsun…

Bütün hanımlar göbeğini açacak. Göbekler açılıyor. Kocasına bile göbeğini göstermeyen hanım, zararı yok herkese gösteriyor.

 

Emir büyük yerden. Gereğini yapmamak olur mu?

 

Bu moda üstatları mesela deseler ki; bu yıl elbisenin bir kolu olmayacak bunun için herkes kolunu kıracak…

Herkes tek gözle bakacak bunun için bir göz kapatılacak…

İki kulağa ne gerek var, biri yeter.

Kışın erkekler karnını gösterecek, zaten hanımlar göbeğini göstermiyor mu? Siz de bu kadarcık şeyi yapıverin canım!

 

Böyle deseler ne yapardık. Demiyorlar. Allah’tanki demiyorlar.

Ne kadar merhametli, şefkatliler, bizi nasıl da düşünüyorlar, koruyorlar.

Bizi bu kadar zora koşmuyorlar. Daha kolay şeyler emrediyorlar.

Onlara minnettarlığımızın nişanesi olarak, bütün emirlerine amade olduğumuzu bildirmeliyiz.

 

Moda! Bu ne büyük bir güç?

İlahi bir güç mü yoksa?

İnsanlar yeni ilahlar edinirken, bu onlardan biri mi?

Tüketim ana tanrısının büyük veya ortanca çocuğu mu?

Reklam ve markanın kardeşi mi?

Ya Yer ve gök tanrısının çağdaş versiyonu Küreselleşme… bunların büyük babası mı?

Başka çocukları var mı? Onlar nerede?

 

Toplumu modacılar, devleti siyasetçiler, siyasetçileri güç odakları yönetir derlerdi inanmazdık. Ama inanmak gerekirmiş meğer.

 

Hukuk, ahlak, ilke,

Kimlikler üzerindeki etkisi

Moda ve şöhret