ZULME KARŞI ÇIKMAK 

Sevgi, şefkat, merhamet gibi insanı yücelten duygu ve değerlerle ilgili pek çok örnekle dolu olan insanlık tarihinin yanında; bunun tersi gaddarlıkların, zulümlerin de yer aldığı pek çok örnekle karşılaşıyoruz. Bugünlerde bunların en kaba örneklerinden bir serisiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Gazze’de İsrail’in sergilediği vahşet, başta Müslümanlar olmak üzere herkesi olan biten üzerine yeniden düşünmeye zorluyor

 

Siyonistlerin Filistin’i işgal etmeye başladıkları yirminci yüzyılın başlarından bugüne kadar, yaklaşık yüzyıldır her gün, kendi vatanında yaşamaktan başka isteği olmayan Filistinlilerin İşgalciler tarafından kanı dökülmektedir.

 

Cinayet, vahşet, saldırganlık, katliam, soykırım gibi kelimeler bile bu durumu izah edemez hale geldi.

 

Dünyada İnsan hakları, Özgürlük, Demokrasi ve Barışı tesis ettiğini iddia eden Çağdaş Medeniyet’in sahibi Egemen güçler; bu akıl almaz zulme destek vermekte ve teşvik etmektedirler. Aslında bu zulmü onlar işlemektedirler.

 

İslam Dünyası yok gibi. Çünkü gösterdikleri tepki o kadar cılız ki; İşgalcileri ve arkalarındaki güçleri teşvik ve tahrik etmekten başka bir işe yaramıyor.

 

Yeryüzü Müslümanları, İşbirlikçi yönetimlere teslim olmuş sadece olanı biteni seyrediyorlar.

 

Sivil toplum grupları iktidardan pay almak ve sisteme eklemlenmek için yarıştıklarından tepkisizliğe sadece fetva üretiyorlar.

 

Vicdan sahibi insanların, yani sivil toplumun bizzat kendisinin, başkasına havale etmeden bu ve benzeri konulara sahip çıkmasından başka çare kalmamıştır. Herkes gücünün yettiğini yapmaktan sorumludur. Önce herkes kendini hesaba çekmeli. Bir bilinç patlaması yaşanmadan sorunlara çözüm bulmak mümkün değildir. Bunu herkesin bilmesi gerekir.

Herkes şu soruyu kendine sormak zorundadır: Ben bu işin neresindeyim. Bütün zulümlere ve bu zulme karşı ne yapıyorum?

 

Zulümden daha kötüsü nedir biliyor musunuz? Zulme tepki göstermemek, yani zulme razı olmaktır. Çünkü bu zalimi cesaretlendirmektir.

 

Siyonist İsrail ve İşbirlikçileri olan Başta ABD ve Birleşmiş Milletler bu sorunu çözmeyeceklerdir. Onların tek çözümü Filistinlileri yok etmektir. Çünkü dün olduğu gibi,  sayısız defa gördük ki; çözüm sözünün ortaya atıldığı her sefer Filistinliler yeni bir darbe daha yemektedirler. Kan ve gözyaşı yeniden ortalığı sarıyor.

 

Başkasından adalet bekleyerek bu işin çözülmeyeceğini artık anlamak zorundayız. Adaletli bir çözümü bizzat biz bulmaya ve üretmeye mecburuz. 09.01.2009

 

 

 

Hits: 32

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir