MUCİZE

Kuran ve Hadis başta olmak üzere kaynaklarda yer almayan “mucize” ifadesine Hicri IV, Miladi X. yüzyıldan itibaren rastlanmaktadır. (TDV, MUCİZE) Kuran ve hadiste farklı anlamlar yanında “mucize” anlamında da kullanılan “ayet/ayetler” ifadesinin olağanüstülüğe vurgu yapan  yönünü karşılamak üzere üretildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu ifadenin kullanılması ile birlikte, kısmen de olsa konunun içeriğinin kaynaklarda yer almayan boyutlar kazandığı görülmüştür. Başka inançlardan mülhem bidat ve hurafelerin mucize gibi algılanmasına, hatta konunun istismarına giden bir eğilimin güçlenmesine de yol açtığı söylenebilir.

Kuran; insan aklının kabulde zorlandığı harikulade-olağanüstü olaylardan da söz etmekle birlikte, varlığın taşıdığı üstün özellikleri “ayet” (mucize) olarak nitelemekte ve daha çok bu yönlerine dikkat çekmektedir. Böylece insanları; “akletmeye, sakınmaya(ittika), düşünmeye, imanı arttırmaya, doğru yolu bulmaya, arınmaya, öğrenmeye, şükretmeye, öğüt almaya, kullukta bulunmaya” yöneltmeyi hedeflemektedir.

Bu ve benzeri birçok ayet konuyu nasıl anlamamız gerektiğini ortaya koymaktadır:

“Şüphesiz, göklerin ve yerin (böylesine mükemmel ve muhteşem yaratılıp) halk edilişinde, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde yüzen gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurla yeryüzünde her çeşit canlıyı yayıp (hayat vermesinde), rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde; (evet her şeyde) elbette düşünen bir topluluk için deliller (mucizevi ayetler) vardır.” (2/Bakara 164)

Konuyla ilgili ayetler için bakınız:

http://www.kuranmeali.com/ArapcaAra.php?kelime=%D8%A7%D9%8A%D8%A7%D8%AA%D9%87&AramaTipi=hepsi&ara=ara

http://www.kuranmeali.com/ArapcaAra.php?siralama=nuzulsirasi&kelime=%D8%A7%D9%8A%D8%A9%20&ara=ara

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir