SURİYE’DEKİ KİMLİKSİZ AKRABALARIMIZ HAKKINDA BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP

 

Suriye’ye zamanında çeşitli nedenlerle Türkiye’den göç eden veya Türkiye-Suriye sınırı çizildiğinde Suriye tarafında kalan, ancak; akrabaları, kökleri, resmi kayıtları Türkiye’de olan ve sayıları yüz binlerle ifade edilen bir insan kitlesi, yüz yıla yaklaşan bir trajedi yaşamaktadır.

 

Suriye’de “Vatandaşlık Hakkı” ve geçerli bir kimliği olmayan bu insanların sosyal hayatın hiçbir faaliyeti içinde kendilerine yer bulmaları mümkün değildir. Mülk edinme, seyahat hakkı, resmi nikâh, eğitim hakkı, kamuda görev alma, seçme seçilme hakkı, sağlık kurumlarından yararlanma hakkı, adil yargılanma hakkı, örgütlenme hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü ve bunların dışında sayılabilecek bütün haklardan yoksundurlar.

 

Kast sisteminin “parya”ları gibi insani olan bütün hakları ellerinden alınmıştır.

 

“Ecnebi” çoğulu “Ecanib”(Yabancı/lar) olarak adlandırılan bu kitlenin çocukları “Mektumin”(gizli, saklı, kayıtdışı) olarak adlandırılmakta olup anne-babalarından da daha zor şartlarda yaşamaktadırlar.

 

Suriye’de göç yoluyla değil de yerli olarak bulunan gerek Türkler gerekse Kürtler vatandaşlık hakkına sahiptirler. Vatandaşlık hakkı olmayanlar Türkiye’den 1945 yılından önce göç edenler ve çocukları olup Türkiye’de akrabaları ve nüfus kayıtları bulunanlardır. Anlaşılan Suriye bunları Türkiye ile bağlantıları nedeniyle dışlamış ve cezalandırmıştır.

 

Türkiye, kendi vatandaşları veya vatandaşlarının yakınları olduğu için dışlanan ve cezalandırılan bu kitleye şimdiye kadar sahip çıkmamıştır.

 

Türkiye’de kayıtları bulunan bu insanların yeniden Türkiye vatandaşı olmayı arzuladıkları bilinmektedir. Bu yolda girişimlerde bulunanları da bulunmaktadır. Ancak statüleri (seyahat hakkına sahip olmamaları gibi) ve ekonomik durumları nedeniyle hareket kabiliyetleri bulunmadığından bireysel çaba ile bu işin üstesinden gelmeleri mümkün değildir. Bürokratik engeller de sonuç almayı büsbütün zorlaştırmaktadır.

 

Kendi vatandaşları hükmünde olan bu kitleye Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahip çıkması şarttır.

 

Bu amaçla:

1- İsteyenlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınması için toplu bir çözüm yolunun bulunması,

2- Suriye Devleti ile iyi ilişkilerin seyrettiği bir dönem olması hesaba katılarak, isteyenlerin Suriye vatandaşlığına alınması için Hükümet seviyesinde telkinlerde bulunulması,

3- Sözü edilen kitlenin iki Ülkeyle ilişkilerinin yoğunluğu ve kopması halinde açacağı yeni sorunlara meydan verilmemesi için İsteyenlere “çifte vatandaşlık” hakkının da verilmesi yoluna gidilmesi, başvurulacak çözüm seçenekleri olarak öne çıkmaktadır.

 

Bunun için gerekli çabayı göstereceğinizi ve çözüm için kamu imkânlarını sonuna kadar kullanacağınızı umar, saygılar sunarız.

20.07.2010

MEHMET ALKIŞ

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir