Irkçılığı Meşrulaştırma
Yeryüzünde maddi değeri olan her kaynağa beyaz ırkın sahip olması, diğerlerinin de onlara hizmet etmesi gerektiği temel yaklaşımı üzerine inşa edilen modern uygarlık, en büyük direnç merkezi olabilecek İslam Dünyasını paramparça etmekle yetinmeyip onların birbirlerini yok etmeleri gerektiğine de inandırdılar.
Önce Müslüman ülkelerin yönetimleri bu büyük oyunun işbirlikçisi oldular. Yetmedi; bu yönetimler üzerinden Müslüman halkları da bu yıkıcı oyunun parçası haline getirdiler. Batı’nın öldürücü projesi olan ırkçılık/milliyetçilik ile halkların birbirlerini yok etmeye yetecek kadar kin ve nefret büyütmesini sağladılar.
Öyle ki; insanlığını kurtuluşunu sağlayacak yegâne imkân olan ve tüm varlığı kuşatacak büyüklükte olan İslam’ı dahi bu kin ve nefreti tahrik eden bir fitneye dönüştürdüler. Birbirilerine vurdukları her darbeyi, işledikleri her kötülüğü, her zulmü, her ihaneti; Allah’la, Peygamber’le ve Kitap’la meşrulaştırma yolunu seçtiler.
“Böyle ikiyüzlülere kendilerini şiddetli bir azabın beklediğini duyur.” (Nisa 138)