Adaylık Çıkmazı

 

Her kesim tarafından itirazsız kabul gören seçme ve seçilme hakkı demokrasinin vazgeçilmez ‎dayanaklarındandır. Şöyle de ifade edilebilir: Herkes seçilmek üzere aday olabilir ve herkes istediği ‎kişiye veya partili adaya oy verebilir. ‎
Bunun ilk bakışta, çok olumlu ve hak temelli bir yöntem olduğu düşünülmektedir. Ancak uygulamada tam ‎tersi sonuçlara ve aşılmaz sorunlara yol açtığı yaygın olarak bilinmektedir. Kişi, aday olmaya ‎kendisi karar verdiği için liyakat ve ehliyet ölçülerine sahip olduğunu, hatta kendinden daha iyisi ‎olmadığına karar vermiş oluyor. Bu da şöyle sorunlara yol açlyor: ‎
Ehliyet ve liyakat sahiplerinin önü fiilen kesilmiş olur.‎
Halk yağcılığı, ya da “başkaları yanlış yapar, yalnız ben doğru yaparım” şeklinde de ‎tanımlanabilecek popülizmi teşvik eder. ‎
Karalamaya, yalana ve iftiraya varan ahlak dışı yöntemlerin kullanımını teşvik eden bir rekabete yol ‎açar. ‎
Halk, kurulu düzenin yanında ve değişime açık olmadığından aday oy kaybı endişesiyle toplumun ‎asıl ihtiyacı olan değişime yönelmez, kalıcı politikaları savunmaz, halkı aldatmayı hedefler.‎
Ehliyet ve yetenek sahibi olmadığının anlaşılmaması için paranın gücüne dayanan propaganda ve ‎reklamla öne çıkmaya çalışır. Bu da parası olmayanların yönetime dâhil olmasını, yani seçilme ‎hakkını engellemiş olur.‎ İlh… ………
Peki, çözüm var mı? Elbette var! Çözüm, sorunun içinde! ‎

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir