İBRAHİM FRANTZ FANON: Yerüzünün Lanetlileri PDF https://anarcho-copy.org/book/frantz-fanon-yeryuzunun-lanetlileri/

Frantz Fanon veya İbrahim Frantz Fanon (1925-1961). Martinik doğumlu Fransız psikiyatr ve siyaset felsefecisi. Afrika kökenli gümrük memuru bir baba ile Martinik, Afrika ve Alsas kökenli, mağaza işleten bir annenin oğlu. Lisedeki hocalarından biri Aimé Césaire olur. 18 yaşında, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgaline karşı direnen Özgür Fransa Güçleri’ne katılır. Savaştan sonra Martinik’e dönüp lise eğitimini tamamlar, Komünist Parti’den milletvekili olacak Césaire’in kampanyasını destekler. Ardından tıp eğitimi için Fransa’ya, Lyon’a gider. Bir yandan Maurice Merleau-Ponty’nin felsefe derslerini takip eder. 1951’den itibaren psikiyatr olarak çalışmaya başlar. Doktora tezi olarak yazdığı Siyah Deri, Beyaz Maskeler üniversite tarafından kabul edilmez, kitap olarak yayımlanır (1952). Cezayir’de çalışmaya başlar ve bağımsızlık hareketini aktif olarak destekler. Cezayir heyetinin bir parçası olarak Pan-Afrika Kongresi’ne katılır ve Cezayir Devriminin V. Yılı’nı yayımlar (1959). Geçici Cezayir Hükümeti’nin büyükelçisi olarak Gana’ya atanır, bu dönemde Fas ve İtalya’da çeşitli saldırılardan kurtulur. 1961’de son eseri Yeryüzünün Lanetlileri’ni yayımlar ve 36 yaşında lösemiden hayatını kaybeder. Mezarı Cezayir’de Ayn Kerma Şehitliği’nde yer alıyor.

 

SÖZLERİ

“Cezayir’deki sömürgeciliğin yıkılışında, çarşafın çok somut olarak algılanan bir tarihi, bir dinamizmi vardır. Bağımsızlık mücadelesinde çarşaf direniş mekanizmasıdır ve toplum içindeki kuvvetli değerini muhafaza eder.”

“Avrupa’nın refah ve ilerlemesi; zencilerin, Arapların, Hintlilerin ve sarı ırkların ölü vücutları ve akıttıkları ter üzerine inşa edilmiştir.”

“Hiçbir araç insana hakim olmasın. İnsanın insana kulluğu son bulsun. Yani ne ben başkasının kulu olayım, ne de ben başkasını kulluğa zorlayayım. Nerede olursa olsun, hangi görünüş için de olursa olsun, insanı sevmeme ve onu keşfetmeme izin verilsin… Son duam da şu: Ey ruhum, hep soru soran bir ruh olarak kal kaldığın yerde!”

“Size söylemek istediğim, ölümün her zaman bizimle, hep yanı başımızda olduğudur; önemli olan ondan ne zaman kaçıp kurtulacağımız değil, inandığımız fikirler için elimizden gelenin azamîsini yapıp yapmadığımızdır… Eğer en başta bir amacın hizmetkârı değilsek, halkın, adalet ve özgürlüğün sevdalısı değilsek, yeryüzünde bir hiçiz demektir.”

“Ben, derisi kara adam, sadece şunu istiyorum: Hiç bir araç insana hakim olmasın. İnsanın insana kulluğu son bulsun. Yani ne ben başkasının kulu olayım ne de ben başkasını kulluğa zorlayayım. Nerede olursa olsun, hangi görünüş altında olursa olsun insanı keşfetmeme ve onu sevmeme izin verilsin.”

Yapılacak pek bir şey yok, kafaca bir Beyazım çünkü ben de. Ve böyle olduğum için de kendimdeki Siyahlığı, yani varlığımın özünü, mayasını küçük görüyor ve ondan tiksiniyorum.

“Siyah insanın istediği ilk şey hayır demektir; insanın aşağılanmasına hayır, insanın sömürülmesine hayır, insanın içindeki en insani şeyin, özgürlüğünün elinden alınmasına hayır demektir. Ve tüm bunların ötesinde, onun tanımlamaya girişenlere hayır.”

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir